ATATÜRK VE BEN

DOĞA KILIÇ

Özel  Seymen Ortaokulu

 

    Birinci perde ve ben Çanakkale Zaferi'ni anlatan bir tiyatro oyununu gözleri dolu bir şekilde izliyorum. Çanakkale'nin geçilmez olduğunu bütün dünyaya anlatan bu zaferin Kurtuluş Savaşımız için ne kadar önemli olduğunu düşünürken yanımdaki koltukta oturan kişinin Mustafa Kemal Atatürk olduğunu fark ettim. Bu bir rüyaydı sanki. Öyle heyecanlanmıştım ki kalbim duracak gibiydi. Bana adımı sordu. Ben:

-Benim adım Doğa, dedim.

Atatürk:

-Peki, kaç yaşındasın? diye sordu. Ben:

-12 yaşındayım. 6.sınıfa gidiyorum, dedim. Sonra Atatürk'e birkaç soru sormak istiyordum. Sorularımı sormaya başladım.

-İzin verirseniz size bir kaç soru sorabilir miyim?

Atatürk hemen yüzü güler bir şekilde ''Tabii'' dedi.

-Çocukları neden bu kadar çok seviyorsunuz?

Atatürk:

-Çocukların bu ülkeyi ileri, modern bir seviyeye getirecekler. Ayrıca onların cumhuriyete daima sahip çıkacaklarını düşündüğüm için onlara çok güveniyorum.

Ben:

-Ülkemizi o zor ve acı günlerden kurtarmaya çalışırken hiç umutsuzluğa kapıldığınız oldu mu?

Bana tekrar gülümseyerek:

-Tük milletinin ne kadar büyük, onurlu ve cesur bir millet olduğuna inandığım için hiçbir zaman umutsuzluğa uğramadım. Ben:

-23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı neden sadece Türk çocuklarına armağan ettiniz? Atatürk:

-Bütün dünya çocuklarının birlikte sevgi ile barışa sahip çıkacaklarına inandığım için ve her çocuğun barış dolu bir dünyada yaşamasını hep istedim. Öğretmenlerimin anlattığı, kitaplardan okuduğum, resimlerden görüp tanıdığım o eşsiz insan Mustafa Kemal Atatürk'e heyecanla sorduğum sorulara devam ederken oyunun ikinci perdesini başlatan gong sesi ile salon birden karardı ve perde açıldı. Çok mutluydum. Çanakkale Zaferini anlatan oyunu ülkemizin kurtarıcısı

 

Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte izliyordum. Muhteşem Zafer oyununun ikinci perdesini nefesimi tutarak izlerken bir taraftan da ikinci perdenin sonunda tekrar Atatürk ile konuşmayı sabırsızlıkla bekliyordum. Oyuncular o kadar etkileyici oynamışlardı ki zaman geçti. Oyun bitti, perde kapandı. Tiyatro salonunun ışıkları açıldı ve ben heyecanla Mustafa Kemal Atatürk'ün oturduğu koltuğa baktım. Koltuk boştu. Çok üzüldüm ama sonra düşündüm. Benim ailemin, arkadaşlarımın, öğretmenlerimin kısacası milletimin kalbinde O hep vardı.

      Bize bu güzel ülkeyi emanet eden, bize güvenen, düşmanlardan kurtaran Mustafa Kemal Atatürk'ü kısa bir sürede olsa da görüp onunla konuşabilmek benim için unutulmaz bir anıydı. Aklımdan geçen soruları ona sormam benim içi büyük bir şanstı. Oturduğum koltuktan kalkarken bir kez daha Atatürk'ün koltuğuna baktığımda bir kitap gördüm. O bırakmıştı ve o kitap onun yazmış olduğu NUTUK ‘tu.